Yazar: admin

Yargıtay Kararları Çerçevesinde Teminat Senedinin Hukuki Niteliği

Teminat senetleri, Türk Ticaret Kanunu’nda veya diğer kanunlarda düzenlenen kıymetli evraklar arasında yer almayan ancak uygulamada sıklıkla karşılaşılan ticari ve hukuki belgelerdir. Türk Ticaret Kanunu’nda kıymetli evrakların kayıtsız şartsız borç ikrarı içermesi gerektiği açıkça belirtilmektedir. Teminat senetlerinde ise borcun doğması için kararlaştırılan taahhüdün yerine getirilmemesi şartı bulunmaktadır.

Teminat taşınır veya taşınmaz eşya üzerindeki bir hakkın veya bir alacağın güvence altına alınmasını ifade eder. Teminat senedi ise, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları koşullara eksiksiz uymalarını sağlamak amacıyla düzenlenen, ticari güvence yaratmak amacıyla kullanılan bir belge türüdür.

Hukuk mevzuatımızda teminat senetlerine ilişkin yasal düzenlemeler yer almamaktadır. Bununla birlikte teminat senetlerine ilişkin birçok yargı içtihadı mevcuttur.

  • Teminat Senedinin Kambiyo Senedi Olan Bonodan Farkı Nedir?

Teminat senedi; bir işin, taahhüdün, alım-satımın veya hizmetin kararlaştırıldığı şekilde tamamlanacağının, aksi halde senette yazan parasal miktarın ödeneceğinin taahhüt edildiği yazılı belgedir.

Teminat senedinin, bir ödemeye ilişkin teminat alınması gereken her durumda düzenlenmesi mümkündür. Günlük ve ticari hayatta özellikle bankalar ve müşterileri arasında, ticari alım satımlarda tacirler arasında, iş ilişkisinde işçi ve işveren arasında, eser sözleşmelerinde iş sahipleri ile yüklenici arasında, malikle kiracı arasında sıklıkla teminat senedi düzenlendiği görülmektedir.

Teminat senedi şarta bağlı olması yönüyle bir kambiyo senedi olan bonodan (borç senedi) ayrılır. Zira teminat senedinde kambiyo senetlerinin en temel özelliklerinden biri olan kayıtsız şartsız ödeme taahhüdü söz konusu değildir; aksine, ödeme şarta bağlanmıştır. Bir başka ifadeyle teminat senedi, düzenlenmesine neden olan sebebe/asıl borç ilişkisine (iş, söz veya mal ve hizmet) sıkı sıkıya bağlıdır; bu ilişkiden bağımsız olarak ileri sürülemez.  Teminat senetlerinde bonoda olduğu gibi mücerretlik ilkesi (soyutluk) söz konusu değildir.

Teminat senedi bir kambiyo senedi (poliçe, bono, çek) olmadığından, teminat senediyle kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvurulamaz. Bunun yerine genel haciz yoluyla (ilamsız takip) yasal takip yapılabilir. Teminat senedinin bu özelliğinin pratik sonucu, teminat senediyle kambiyo senetlerine mahsus takip başlatılması halinde, takip borçlusu tarafından duruma göre şikâyet veya borca itiraz yoluna başvurulabilecek olmasıdır.

Son olarak; kambiyo senedi olan bonoda bir takım unsurların bulunması zorunludur (şekil şartları). Aksi takdirde söz konusu belge kambiyo senedi vasfını taşımayacaktır (TTK m. 777). Teminat senetlerinin ise hukuki sonuç doğurabilecek şekilde düzenlenmesi yeterlidir. Teminat senetleri için ise bir takım zorunlu unsurlar/şekil şartları söz konusu değildir.

“6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776. maddesine göre bononun senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesi ve senet Türkçe’ den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelime, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadi, vade, ödeme yeri, kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adı, düzenlenme tarihi ve yeri ile düzenleyenin imzası bulunmalıdır. Bu çerçevede belirlilik (muayyenlik ) kambiyo senetlerinin temel unsurlarından biridir. Tedavül kabiliyeti de dikkate alındığında bononun bütün unsurlarının açık, net, yoruma elverişli olmayacak biçimde belirgin olması gerekir. Öztan’ın da ifade ettiği gibi poliçe ve bono keşidesi “şart kabul etmeyen” bir işlemdir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2. b., Ankara 1997, s.451). Nitekim Türk Ticaret Kanunu’nun 777. maddesi zorunlu unsurları taşımayan senedin bono niteliğinde olmadığını belirttikten sonra vade, keşide ve ödeme yeri konusunda da yedek hukuk kuralı getirerek oluşabilecek boşlukları doldurmuş ve belirlilik ilkesini bu şekilde desteklemiştir. Bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de illetten mücerretlik veya muayyenlik vasfını ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konması, onun kambiyo senedi vasfını ortadan kaldırır. Bonoda teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu ibare bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz.” (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2017/12-333 K. 2019/416 T. 9.4.2019)

  • TEMİNAT SENEDİ DÜZENLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Senet üzerinde senedin açıkça teminat olarak verildiğine ilişkin yeterli bilgiler olmalıdır. Mesela, senet üzerinde senedin teminat olarak verildiği, hangi sözleşmeye istinaden hazırlandığı, hangi ilişkinin teminatı olduğu, ciro edilemeyeceği,  vs. yazmalıdır.

Senedin verilmesine sebep olan hukuki ilişkide bir sözleşme varsa, bu sözleşme metni içerisinde de senedin veriliş nedeni ve senet bilgileri açıkça yer almalıdır. Böyle bir sözleşmenin olmaması durumunda senedin teminat olarak verildiğine ilişkin bir protokol düzenlenebilir.

Senedin ön yüzünde yer alan vade kısmına “teminat senedir” yazılmalıdır. Zira senet teminat amaçlı olduğundan ancak verilmesine sebep olan olay gerçekleştiğinde veya gerçekleşmediğinde borç doğmuş olacaktır (Mesela kiralanan taşınmaza zarar verilmesi veya istenilen kalitede malın gelmemesi halinde). Bu sebeple teminat senetlerinde vade belli değildir.

Senedin sol tarafında yer alan senedin içeriği kısmına (boş kısma) senedin verilme sebebi yazılmalıdır. Mesela “borçlu ve lehtar arasındaki _____ tarihli sözleşmeye/protokole istinaden verilmiştir” veya “____ayı kirasının teminatıdır” yazılabilir.

Senedin ön yüzünün en solunda yer alan özet kısmı, sadece senedin ön-sağ tarafında yer alan bilgilere hızlıca ulaşılabilmesi bakımından (pratiklik sağlaması) senetlerde yer almakta olup, bu kısma herhangi bir şey yazılması gerekmemektedir. Bununla birlikte senedin içeriğine uygun olarak doldurulabilir veya boşluklar çizgi çekilmek suretiyle kapatılabilir.

Senedin arka kısmına ise senedin ön yüzünde yer alan senedin içeriği/muhteviyatı kısmına yazılan sebebin ayrıntısı yazılmalıdır. Mesela, “İşbu senet borçlusu ile lehtarı arasında ____ konulu ve _____ tarihli ____ sözleşmesi yapılmış olup, sözleşme konusu ______ adet malın sözleşmede kararlaştırılan nitelik ve miktarda _____ tarihine kadar lehtara teslim edilmemesi halinde işbu senet icra takibine veya davaya dayanak yapılacak, aksi takdirde geçersiz olacaktır.

Unutulmamalıdır ki; senedin ön veya arka yüzüne yazılacak olan “teminat senedidir”, “teminattır” veya “emanettir” gibi ifadeler tek başına senedi teminat senedi yapmayacak, senet kambiyo vasfını taşıyan bono olarak değerlendirilecektir. Özellikle senet borçlularının bu hususa çok dikkat etmesi gerekmektedir.

“Takipte dayanılan 24.3.2008 tarihli ve 150.000 ytl tutarlı bonoda, bononun teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi, taraflar arasında düzenlenen 24.3.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinde de dayanak senedin teminat olarak verildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Ayrıca icra mahkemesi dar yetkili mahkemedir. Senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin açıkça yazılması gerekir. İcra mahkemesi bu konuda sözleşmedeki maddelerin yorumlanması, gerçek borç miktarıyla takibe konulan miktarın üzerinde durarak araştırma yapamaz. İcra mahkemeleri şekli incelemeyle karar verir. Bu durumda mahkemece, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle şikâyetin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve maddi olguya dair açıklamalar ve aynı hususlara işaret eden Özel Daire kararı dikkate alınmadan, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.” (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2012/12-768 K. 2013/312 T. 6.3.2013)

Ayrıca belirtmek gerekir ki; uygulamada sıklıkla açığa senet düzenlenmesi yoluna gidilmekte olup, açığa düzenlenen senet teminat amacı ile verilmiş olsa dahi teminat senedi yerine geçmeyecek, teminat senedi olması için gerekli olan şartları sağlaması aranacaktır. Açığa verilen senet sonradan doldurulmak suretiyle kambiyo senedi olarak kullanılabilmektedir.

“Bölge adliye mahkemesince, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 778. maddesi yollamasıyla 680. maddesinde; “Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa, bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası, hamile karşı ileri sürülemez; meğer ki hamil poliçeyi kötü niyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun.” hükmü bulunduğu, Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, bu hüküm uyarınca açığa senet düzenlenmesinin mümkün olduğu, senedin boş olan kısımlarının sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerektiği, davacının bu hususta yazılı delil sunamadığı, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde belirttiği hususlar tek başına senedin teminat senedi olduğu iddiasının ispatına yeterli olmayıp davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davalının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2016 tarih ve 2014/1319 esas 2016/879 karar sayılı kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.” (YARGITAY 19. HD, E. 2017/3438, K. 2019/5216, T. 20.11.2019)

  • Kambiyo senedi vasfına haiz olmayan teminat senedi ile kambiyo senedine özgü takip yapılması halinde hangi hukuki yollara başvurulabilir?

Şayet senet üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin yeterli açıklamalar olduğu halde, senet icra müdürü tarafından kambiyo takibi için uygun görülmüşse, bu durumda icra memurunun bu işlemi şikâyete tabi olacaktır. Bu takdirde şikâyet 5 gün içerisinde İcra Hukuk Mahkemesine yapılmalıdır (İİK m.168/f.3, m.170/a). Bununla birlikte, bononun zorunlu şekil şartlarının tamamını taşıyan bir senette, şayet senet üzerinden teminat senedi olduğu tam olarak anlaşılamıyor (Mesela; senedin üzerinde sadece “teminat senedidir” yazması Yargıtay’ın görüşüne göre senedi teminat senedi yapmamaktadır. Bu durumda senet Kambiyo senedi vasfını korumaktadır.) veya senet üzerinde teminat senedi olabileceğine ilişkin hiç bir emare olmamasına rağmen senet borçlusu tarafından senedin teminat senedi olduğu iddia edilmekteyse (mesela senedin hangi ilişkinin teminatı olduğu sözleşme veya protokolde açıklanmışsa) bu durumlarda kambiyo takibine karşı şikâyet değil, borca itiraz yoluna başvurulmalıdır.

“Somut olayda, takip konusu senedin arka yüzünde; “iş bu senet 10727 ada 106 parsel yapılacak inşaat üzerindeki 1 numaralı bağımsız bölümün yarısı için tarafımızdan teminat olarak verilmiştir” ibaresi yer almış olup, anılan ibareler senedin kayıtsız şartsız borç ikrarını havi olma şartını ortadan kaldırdığından, senedin kambiyo vasfını taşımadığı ve teminat senedi olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, senetten doğan alacağın varlığı ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı zorunlu kıldığından, mahkemece İİK’nun 170/a maddesi (Borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikâyeti) uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.” (YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2018/9186 K. 2019/866 T. 23.1.2019)

Bununla birlikte belirtmek gerekir ki; icra mahkemesi tarafların dilekçelerinde ileri sürdükleri maddi vakıalarla bağlı olmakla birlikte, başvuranın bu bağlamda yapmış olduğu hukuksal nitelendirmelerle bağlı değildir. Yani şikâyet yoluna başvurulmuş olsa bile, hâkim ihtilafı borca itiraz olarak da ele alabilecektir. “Bu durumda, icra müdürü takip talebi üzerine İİK’nın 168. maddesinin 1. fıkrası kapsamında senetten anlaşılmayan bir hususu inceleyemeyeceğinden ve borçlular icra mahkemesine başvurusunda icra müdürünün takip hukuku kurallarına aykırı davrandığını ileri sürmediğinden, borçluların icra mahkemesine başvurusu şikâyet mahiyetinde değildir. Borçlular talebini şikâyet olarak nitelendirip İİK’nın 170/a. maddesinin 2. fıkrasının uygulanmasını talep etmiş ise de hukuki nitelendirme hâkime aittir. Borçlular tarafından ileri sürülen maddi vakıa, kambiyo senedi vasfını haiz olan senedin 21.09.2012 tarihli sözleşmenin (ayrı bir belge) teminatı olarak verildiğine ilişkin olduğuna göre talep İİK’nın 168. maddesinin 5. fıkrası ve İİK’nın 169. maddesi kapsamında borca itirazın konusu olup, itiraz aynı Kanunun 169/a. maddesine göre duruşmalı olarak incelenmelidir.”  (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E: 2017/333, K: 2019/416, T: 09.04.2019)